(mutlu bir evlilik için en önemli şart saygıdır, sevginin olması da karşılıklı saygıya bağlıdır, bir birine saygı duymayan iki insanın birbirini sevdiklerini söylemek hata olur)
Çiftlerin bir ömür huzurlu ve güven içinde yaşamaları için “birlikte bir şeyler yapmayı önemsemeleri, sevdiğini açıkça ifade etmeleri ve şikâyete şikâyetle karşılık vermemeleri, eşlerini kıyaslamamaları” gerekiyor.
Çiftlerin her konuda anlaşmak ve aynı düşünmek zorunda olmadığı, önceden yapılan anlaşmaların, çizilen yol haritalarının bir yere kadar işe yaradığı, ondan sonrasının, saygı ve sevginin nefesiyle çözüleceği ifade ediliyor.
Saygınızı yitirmeyin
Mutlu bir evlilik için işteki problemlerin eve taşınmaması, eşlerin başkalarıyla kıyaslanmaması, sevginin açıkça ifade edilmesi gerektiğine dikkat çekilen kitapta, şu görüşlere yer verildi: “Birlikte bir şeyler yapmayı önemseyin, içinizden geçeni saklamayın, ortak bir noktada buluşun, geçmişe takılmayın, şikâyete şikâyetle karşılık vermeyin, birbirinizi eskitmeyin, kendinizden yola çıktığınızda doğru yere varırsınız, dinleyin, anlayın, eşinizi onay sözleriyle ödüllendirin, armağanlar verin.” “Evlilik aşkı öldürür” şeklindeki inanışın aksine “evliliğin aşkı oldurduğu” kaydedilen kitapta, evliliğin, aşkı inşa etmek ve büyütmek için en uygun ortam ve en güzel fırsat olduğu belirtiliyor
Mutlu evlilik için birbirinizi anlayın
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aile içindeki stresin, eşlerin karşı tarafın psikolojik ihtiyaçlarını anlayıp, gidermesine yardımcı olmasıyla önlenebileceğini bildirdi. Aile içindeki strese kadın ve erkek yaklaşımının farklı olduğunu ifade eden Tarhan, şöyle konuştu:
“Aile, insanın sığınağı, evlilik paylaşımdır. Evliliğin bilginin, hayatın, duyguların paylaşılması olduğunu kabul etmek gerekir. Kadının psikolojik ihtiyacı, sıkıntılarını paylaşmak, dinlenilmektir. Problem çözülmese bile kadın anlattıkça rahatlar. Erkek ise zihinsel sığınağına çekilir ve çözüm arar. Bir probleme erkek sonuç, kadın süreç odaklı bakış açısı sergiler. Eşler karşı tarafın psikolojik ihtiyaçlarını anlar ve giderilmesine yardımcı olurlarsa sevgi çoğalır, güven artar, korku azalır ve ilişki iyi hale gelir.”
alıntı
SORU SOR
duygusal olarak evlilik bitmişse,ama tek taraflı olarak.ortada başka problem yoksa,çocuk hatırına ve boşanmanın toplumsal zorlukları düşünülerek evlilik devam etmeli midir.saygı devam ediyor ve eş de iyi bir insansa sürdürmek için yeterli midir bunlar.8 yıllık bir evlilik ve aşk çoktan gitmiş.ama yeni biri de yok.sizce bunlar normal mi.yardımcı olursanız sevinirim.
YanıtlaSilevliliğin ilk bir kaç yılından sonra, birçok kişinin yaşayabildiği bir durum, ifade ettiğiniz
YanıtlaSilevliğin ilk yıllarında sevgiliye kavuşmuş olmak malesef bazı kişilerde aşkı köreltmektetir
bazı çiftler bir aradayken birbirlerinin kıymetlerini pek hissetmeseler de ufak bir ayrılık durumunda yine küllenmiş aşkları alevlenebilmektedir
iyi bir eşiniz var, fakat anladığım kadarıyla size karşı ilgisi istediğiniz düzeyde değil
eşinizle karşılıklı saygının devam ettiğini ifade etmişsiniz, fakat saygı ilgiyi de kapsar, yani içinde ilgi olmayan bir saygı eksiktir hata böyle bir davranışın saygı olup olmadığı dahi tartışılır
boşanma kararı çok zor ve çok ciddi bir karar, toplumsal zorluklar büyük ölçüde aşılabiliyor fakat çocuklar boşanmalarda çok fazla zarar görüyorlar, bir anne yada baba her nekadar çoğuma olumsuzlukları hissettirmeyeceğim dese de malesef çocukler tahmin edilenden çok daha fazla etkileniyorlar
size tavsiyem;
duygu ve düşüncelerinizi eşinizle paylaşın, uygun bir zamanda uygun bir ortamda genişliğine ve derinliğine bu konuları irdeleyin, isterseniz bir aile danışmanından destek alın, yada bir süre (bir birinizden boşanmadan) ayrı kalın, yaklaşık bir ay kadar, bu süre bir birinizin kıymetini anlamanız için size yardımcı olabilecektir
bir işte çalışmanız, bir kursa gitmeniz, bir hobi edinmeniz, bir vakıfta görev almanızda kendinizi daha iyi hissetmeniz için faydalı olabilir
mutlu günler dilerim...