SORU ALINMAMAKTADIR...

LÜTFEN SORU SORMAYINIZ...

22 Mayıs 2009

ÇOCUĞUNUZ İÇİN PRATİK BAŞARI SAĞLAMA METOTLARI


1-Çocuğun yanında yüksek sesle kavga etmekten kaçının.
Eşler arasında her evde zaman zaman gerginlikler yaşanabilir. Önemli olan eşlerin bu durumu çocuklarına yansıtmadan en makul şekilde çözüme kavuşturabilmeleridir. Yanında kavga edilmeyen ve huzurlu bir çocuğun tüm dikkatini öğrenmeye yoğunlaştırması kolaylaşacaktır. Aksi durumda çocuk derse ve öğrenmeye karşı bir ilgisizlik yaşayacaktır. Çocuğun kafası, aile içi ana-baba problemleriyle doluyken öğrenmeyi düşünmesi beklenemez.

2-Çocuğunuz, onun başarılı olacağına olan inancınızı bilmelidir.
Eğer siz çocuğunuzun başarılı olamayacağını düşünüyorsanız çocuğunuz da hemen bu fikre kapılabilir ve başarısızlığa uğrayabilir.

3-Çocuğunuzu övün ve motive edin.
Eğer çocuğunuzun başarılı olmasını istiyorsanız ona sürekli olumlu mesajlar vermelisiniz. Sen bunu yapamazsın, sen beceremezsin, aklın ermez gibi olumsuz mesajlar yerine sen bu işi yapabilirsin, bunu anlayabilirsin, bu işin üstesinden gelebilirsin mesajları vermeyi deneyin. Araştırmalar ailesi ve öğretmeni tarafından sevilen, ilgi gösterilen öğrencilerin daha başarılı olduğu yönündedir. Çocuğumuza her fırsatta onu sevdiğimizi hissettirmeli ve onun fikirlerine değer verdiğimizi göstermeliyiz.

Çocuğun başarısını övücü sözlerle destekleyen, başarısızlığında onu çalışırsan başarılı olursun sözleriyle yüreklendiren anne-babaların çocuklarının okuldaki başarılarının yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Ebeveynlerin yaptığı en büyük hatalardan biri çocuğa “bu gidişle okulda başarılı olamazsın, bu kadar çalışmayla mı sınıfını geçeceksin, bak arkadaşına/ kardeşine toplantılarda öğretmen onun için hep güzel şeyler söylüyor, notları da çok yüksek” şeklinde ki motive edici!!!sözler ve kıyaslamalardır.

Sevgili anne babalar takdir edersiniz ki bu sözler öğrencide çalışma isteği doğurmaz ve motivasyon için işe yaramaz özelliklede bir başkasıyla kıyaslamak en büyük yanlıştır. Kendinizi çocuğunuzun yerine koyun eşinizin yaptığınız bir yemeği ya da müdürünüzün yaptığınız bir işi başkasınınkiyle kıyasladığını düşünün ne hissedersiniz?

Çocuğunuzun motivasyonunu artırmak istiyorsanız onu yine kendisi ile kıyaslayın bunu yaparken de özellikle önceki başarılarını vurgulayın. Başarısızlıkları konusunda ise konuşarak, herkesin hata yapabileceğini önemli olanın hatalarını anlayarak tekrar etmemesi olduğunu anlamasını sağlayın.

Başarının temelinde kişinin kendine olan güveni vardır. Kendine güvenen çocuklar kararlı ve bağımsız davranırken kendine güvenmeyen çocuk yapabileceğinin daha azını yapar.

Aşırı korumacı davranışlar, tembel, aptal gibi yargılayıcı ifadeler ve sorumluluk vermemek çocuğun güvensiz bir birey olarak yetişmesine neden olur. Sorumluluk almaya ve başladığı işi bitirmeye bebeklikten itibaren ortam oluşturulmadıysa okul zamanı geldiğinde de derslerinin sorumluluğunu almasını beklemek yanlış olur. Ona kendi istekleri ve yetenekleri doğrultusunda seçimler yapmasına izin verin. Fikrinizi söyleyebilirsiniz ama son kararı siz değil çocuğunuz versin.

4-Çocuğunuzun okul ve öğretmeniyle iyi bir diyalog kurun.
Anne, baba, çocuk üçgeni, okul ortamıyla birlikte büyüyecek ve bu üçgene bir başka kişi daha katılacaktır. Bu bakımdan öğretmen önemli konuma sahiptir. Öğretmen ile geliştirilecek diyaloglar ve samimi bir bağ çocuğun başarısını arttıracaktır.

Ailenin okuldaki etkinliklere katılmasının ve öğretmen ziyaretlerinin sıklığı da önemli etkenlerdendir. Ailesi okulla işbirliği içinde olan çocuk için bu durum ailesinin kendisi ile ilgilendiğinin bir göstergesidir. Tabi bu durum çok fazla abartılarak, çocukta “ailem beni takip ediyor, bana güvenmiyor” düşüncesinin oluşmasına neden olmamalıdır.

Okul aile işbirliği aynı zamanda verilen eğitim desteğinin öğretmen ile ortak anlayış içinde olmasını ve çocuğun çelişki yaşamasını önler. Öğretmeniyle kuracağınız iletişimde ilk adımın öğretmenden gelmesini beklemeden ilk adımı siz atın.

Unutmayın derste işlenilen konuyu öğrenmenin en iyi yolu dersi dinlemektir. Bu yüzden çocuğunuzun okula devamı konusunda takipçi olun. Çocuk çeşitli bahanelerle okula gitmekten kaçarsa (ki en çok kullanılan bahane hastalıktır) hem okula uyum sağlamada zorluk yaşar hem de verilen bilgilerden yoksun kalır. Okula gelmediği günler çok fazla veya sık olduğu takdirde ise telafisi zor olacaktır.

Anne babaların eğitim düzeyi yükseldikçe öğrencinin başarı düzeyi de yükselmektedir. Eğitim düzeyi denilence sadece okuma yazma bilmek, okul derslerine yardımcı olmak akla gelmemelidir. Anne babanın eğitim düzeyinin yüksek olması çocuklarıyla iyi bir iletişim kurmalarını sağlarken düşük eğitim düzeyi çocukların zihinsel gelişimlerini etkilemektedir. Özellikle annenin eğitim düzeyi yükseldikçe çocuğun okul başarısı da yükselmektedir.

5-Okul aile birliği toplantılarını kaçırmayın.
Bu tür toplantılar aile ile öğretmenlerin rahatça konuşabilecekleri ve çocuk hakkında görüşebilecekleri uygun ortamdır. Bu toplantıları kaçırmamaya özen gösterin.
“Öğretmenine söylerim seni döver” gibi ifadelerden kaçının.
Öğretmenle ilgili olumsuz değerlendirmeleri çocuğun yanında yapmayın.

Sizin okul ve öğretmene yönelik kaygılarınız çocuğunuz tarafından algılanır ve başarısını olumsuz yönde etkileyebilir.

6-Beklentileriniz gerçekçi olsun.
Her anne baba çocuğu için “derslerde çok başarılı bir çocuk” ifadesinin kullanılmasını ister. Ama başarının sadece derslerle sınırlı olmadığını unutmamak gerekir. Çocuğunuzun var olan zihinsel kapasitesini değiştiremezsiniz. Ama farklı alanlardaki yeteneklerini, ilgilerini keşfetmesine ve bunları en verimli şekilde kullanmasına yardımcı olabilirsiniz.

Çocuğunuzdan beklentilerinizi de yine çocuğunuzun kapasitesine uygun bir şekilde belirlemek önemlidir. Çocuktan var olanın üstünde bir performans beklemeniz ve bu konuda baskı yapmanız çocuğunuzu dersten soğutmaktan veya stres yaşamasından başka bir işe yaramaz.

Kısacası çocuğunuzun sınırlarını zorlamayın.

Anne babanın çocuklarından beklediklerini kendileri sergileyerek model olmaları gerekir. Örneğin; zamanı planlama, kitap, gazete okuma, sorumluluklarını yerine getirme, izlenilen televizyon programları, yatış ve kalkış saatleri beslenme düzeni… gibi.

Çocuğunuzun kendine ait bir çalışma odası olmasını bu mümkün değilse en azından her zaman çalışabileceği ve düzenli bir masası olmasını sağlayın. Şayet bir odası varsa odada dikkatini dağıtabilecek posterler olmaması ve çalışma saatlerinde televizyonun açılmaması konusunda titiz davranın.

Kendisine uygun bir çalışma programı oluşturarak zamanını verimli kullanması ve bu programa uyması konusunda yardımcı olun.

Çocuğunuzdan sürekli ders çalışmasını beklemeyin. 40-50 dakikalık çalışma sürelerinin ardından 10-15 dakika mola vermesini sağlayın. Önemli olan masanın başında ne kadar zaman geçirdiği değil, geçirdiği sürede ne kadar öğrendiğidir.

Ders tekrarlarına önem vermesi konusunda hatırlatıcı olun.

Ödevlerini yaparken yardıma ihtiyacı olduğunda sadece yol gösterici olun asla çözüm yolunu göstermeyin.

7-Sorulara cevap verin.
Çocuklar bitmek bilmeyen bir soru hazinesine sahiptirler. Sürekli soru üretirler. İşte bu
soruların cevap bulması da çocuğunuzun öğrenmeye karsı ilgisini artıracaktır.

Çocuğunuzu tanıyabilmek için ise öncelikle ona zaman ayırmanız gerekir. Çocuğu tanımanın en iyi yolu ise onunla sohbet etmektir. Çok yoğun anne babalar olabilirsiniz, önemli olan çocuğa ayrılan zamanın uzunluğu değil o zaman dilimini ne kadar verimli geçirdiğinizdir. Başarısı düşük olan çocuklarının çoğu özellikle “babalarının” kendilerine zaman ayıramadıklarını söylemektedir

Okuldan eve geldikten sonraki zaman dilimi çocuk için anne babasının kendisini dinlemesine ihtiyaç duyduğu bir süredir. Komik olaylar, tartışmalar, başarıları, yapamadıkları gibi yaşantıları dinlemeye zaman ayırmak hem çocuğunuzla ilgilendiğiniz duygusunu verir hem de okulda neler olup bittiğini anlamanızı sağlar.

Son olarak; Her ne kadar siz çocuğunuzun başarısı için bir şeyler yapamaya çalışarak iyi niyetli davransanız da gerisi öğrenciye kalmıştır. Ne siz ne de öğretmeni isteksiz bir öğrenciyi zorla harekete geçiremezsiniz.


Alıntı

SORU SOR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SORU ALIMI KAPANMIŞTIR !!!

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

SORU ALINMAMAKTADIR...

LÜTFEN SORU SORMAYINIZ...
YAPILAN ÖNERİ VE DEĞERLENDİRMELER İLGİLİ SINAV KILAVUZLARI KAPSAMINDA YAPILMAKTADIR. ESAS OLAN İLGİLİ KILAVUZDA YAZILI OLANLARDIR.